Bölüm 1: Silikon Vadisi’nin Tarihi

Silikon Vadisi olarak anılan bu bölgenin içinde barındırdığı değerleri tek bir örnekle açıklamak mümkün değil. Son 15 yılda bölgedeki şirketinlerin değer kazanması tüm dünyada gerek politik gerekse iş dünyası çevreleri tarafından önemli olarak görülüyor. Bizim Cumhurbaşkanımız dahil bir çok ülkenin önde gelenleri bu bölgeye ziyaretler gerçekleştiriyor. Hollywood yıldızları, sanayiciler Silikon Vadisi’nden çıkmış teknoloji ve internet şirketlerine yatırımlar yapıyorlar. Peki hiç düşündünüz mü neden? Çünkü teknoloji ile herşey mümkün… Bilim, savunma sanayi, telekomunikasyon gibi bir ülkenin bel kemiği olan bu alanlar, bugün dünyada politik güç olarak nitelendiriliyor. Ve bunları geliştirmek te teknolojiden geçiyor.

Silikon Vadisi’nin ilk temelleri de savunma sanayisinde ihtiyaç duyulan sistemlerin geliştirilmesi için atılıyor. II. Dünya savaşı sırasında Amerikan ordusu radar, silah ve iletişim sistemlerinin geliştirilmesi için Silikon Vadisi’nde bulunan Stanford Üniversitesi ile işbirliğine gidiyor. Üniversiteki akademisyenler ordu mensupları ile beraber, bugün Amerikan ordusunun kullandığı bir çok teknolojinin temellerini atıyorlar. Mesela II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın meşhur radar duvarını aşmak için kullanılan teknoloji, Stanford Üniversitesi akademisyenleri tarafından geliştiriliyor. Milli savunma sanayisinin ihtiyaçlarının azalmasıyla beraber akademisyenler ve öğrenciler bugün günlük hayatta kullandığımız bir çok teknolojinin temelinde yatan elektronik devreler ve çip teknolojileri üzerine yoğunlaşıyorlar.

Hazır bu kadar Silikon Vadisi tarihine inmişken Silikon Vadisi’nin babası Frederic Terman’dan bahsetmemek olmaz. Stanford Üniversite’sinde akademisyenlerden öğrencilere kadar Ar-Ge ve girişimcilik ruhunu aşılayan kişi Frederic Terman’dır. O yıllarda bugün Silikon Vadisi olarak bilinen bölge meyve üretiminin hakim olduğu bir ekosisteme sahipti. Stanford gibi bir üniversiteden mezun olan yetenekli öğrenciler iş bulmak için doğuya gitmek zorunda kalıyorlardı.

Profesör Terman, beyin göçlerini engellemek için Ar-Ge merkezlerinin ve teknoloji şirketlerinin kurulmasına ön ayak oluyor. Bunun en güzel örnek olarak bugün bilgisayar devi olarak anılan HP’yi (Hewlett & Packard) gösterebiliriz. O dönem öğrencisi William Hewlett ve David Packard’a üniversite yakınlarında şirket kurmalarını ve yeni mezun Stanford öğrencilerini işe almalarını öneriyor. Profesör Terman sadece Ar-Ge ve girişimciliğe ön ayak olmakla kalmayıp, yatırımcılık konusunda da ilklere imza atıyor. Aynı yıllarda Varian adlı kardeşler Klysttron tüpünü üretmeleri için Prof. Terman aracılığıyla Stanford Üniversite’sinden 100 dolarlık yatırım alıyorlar. Bu yatırımla geliştirilen teknolojinin telif haklarından dolayı 100 dolarlık yatırım üniversiteye binlerce dolarak olarak geri dönüyor. Her türlü yeniliğe açık olan Stanford Üniversite’si geniş arazilerini teknoloji şirketlerine kiralayarak bugünün Silikon Vadisi’sinin zeminini sağlamış oluyor.