Yeşil Günlerim ‘TEMA’

Küresel ısınma, petrol savaşları ve artan dünya nüfusu bizi gelecek kaygısı duymaya iten etkenlerin başında geliyor.

Hal böyleyken hükümetlerin yetemedigi noktalarda biz sivillere büyük görevler düştü. İlk yıllarda her ne kadar ilgi toplamasa da son yıllarda gerek kurumsal gerekse bireysel sosyal sorumluluk kampanyaları başlatıldı. Bu kamyalar genelde bu 3 başlık adı altında gerçekleştiriyor.
  • Çevre
  • Eğitim
  • Sağlık
Türkiye’nin en köklü STK’ları bir çok şirketle `Sosyal Sorumluluk` adı altında çok güzel projeler hayata geçiriyorlar. Bende bireysel olarak içinde bulunduğum Sosyal Sorumluluk Projelerinden örnekler vermek istiyorum.
Çevre projelerine örnek olarak TEMA 10 MİLYAR MEŞE TOHUMU EKİMİ PROJESİ’ni verebilirim.

Bu kampanya kapsamında ben de çeşitli görevler üstelenenlerdenim. Öncelikle Orman Fakültesinde ki değerli öğretim görevlileri ile okulumuzda KTÜ TEMA derneğini kurarak işe başladık. Daha sonrasında aldığımız bağışlar ile `Genç TEMA Denge’ dergisini yayınladık. Dergide Karadeniz bölgesindeki çiftçiye; ağaç bakımı, ağaç ekimi gibi çeşitli konularda bilgilendirmeler içeren basit, resimli makaleler hazırladık. Dergi yine ‘bagış’ adı altında satılarak topladığımız eski para ile 3 milyar (3 bin) topladık ve  binlerce meşe palamudu satın aldık. Karadeniz her ne kadar yeşil görüntüsüyle muhteşem bir manzara çizse de erezyona maruz kalan bir çok bölgeye sahip :( Bağışlar sonucunda aldığımız meşe palamudlarını gerek ilkokul öğrencileri gerekse üniversitede ki arkadaşlarımızla ağaç ekim günleri düzenleyerek ektik.

Bu kampanyaya sadece benim üniversitem değil, Türkiye ve Kıbrıs’ta ki bir çok üniversite aynı azimle  projeyi kendi illerinde uygulayarak destek verdiler. Proje sonunda istanbul’da Radisson SAS Otel’gerçekleşen 3 günlük eğitimlere ve konferanslara katıldık. Bu süre zarfında cok değerli bilgiler edinip, müthiş arkadaşlıklar edindik. Toplantılar süresince TEMA dede Hayrettin Karaca bizi hiç yanlız bırakmadı.

Sms ya da TEMA’nın direk banka hesabına yatan bağışlarla ve bir çok çevre gönüllüsünün yardımıyla projeyi başarıyla hayata geçirdik. Bu benim içinde bulunduğum ilk sosyal sorumluluk projesiydi. (ilk okuldayken Kızılay’ın kahve rengi zarflarina zorla para koyduklarımızın dışında)

Okuldan sonra iş hayatına başlamam ve İstanbul’a dönmemle birlikte okuldaki derneğimizle iletişimim koptu. İş yaşantısıyla birlikte başlayan seyahetler bundan sonra bir STK ile çalışamayacağımın en büyük nedeniydi. Ben de elimden geldiği kadar bireysel olarak bir şeyler yapmaya başladım.

İlk olarak ofiste ki kağıt israfını görüp hiç vakit kaybetmeden en yakın TEMA Temsilciliğini arayarak bir kaç geri dönüşüm kutusu istedim. Bir kaç gün içinde kutularımız geldi. İki haftada bir tek bir telefon ile gelip kutularımızı boşaltıp gittiler. TEMA’ya ve doğaya olan saygım ve bağlılığım uzun süre bu şekilde devam etti.

Bir de meşhur şirket içinde kutlanan doğum günü partileri vardı ki..Kurumsal ve şirket içi iletişimden sorumlu ben olduğum için, bu malum partileri organize etmekte bana kalıyordu. Aslında yapılan şey çok basitti. O ay doğanlar için ortak büyük (hep benim zevkimde ehehe ) pasta siparişi verilir, öğle yemek arasında, ben deniz en yakın alışveriş merkezi’ne (Profilo AVM ) koşar bir de arkadaşlara hediye almaya çalışırdım. Sonunda bunun da TEMA’lı bir çözümünü buldum :) O ay doğan arkadaşlar adına TEMA’dan kişiye özel sertifkali fidan bağışı :)

Bu TEMA’lı geleneklerimi çalıştığım her şirkette uygulamaya çalıştım. :)

Şimdi Amerika’dayım. Burada yasalar gereği ‘çevreci’ oluyorsun :) Nasıl mı?

Öyle gelişi güzel çöplerini atamıyorsun. Herkesin evinde ya da apartmanında cam atıklar için ayrı, konserve atıklar için ayrı, kağıt ve plastik atıklar için ise ayrı çöp kutuları var. Eğer bu kurallara uymaz ve gelişi güzel çöplerinizi atarsanız, yaşadığınız bölgedeki belediye size ceza yazabiliyor. İlk gittiğimde bu kural çok hoşuma gitmişti. Türkiye için alışması hem teknik hemde kültürel açıdan zor olsa da ben yakında bunun şart koşulması taraftarıyım.

Yazımı bitirmeden gençler sizi buraya davet ediyorum.

Sizlerde sevdiklerinize, çalışma arkaşlarınıza özel günlerinde bir fidan hediye edebilir, geleceğe bir nefes bağışlayabilirsiniz…

Yemyeşil mis günlere :)

1 Comment

  • Ekim 5, 2011

    Murat Erdör

    Yeşil Pazarlama konusunda çok okuyan birisi olarak yazınızı çok beğendim. Umarım yurtdışındaki uygulamalarda yakında ülkemizde yaygınlaşır.

    Murat Erdör

Hemen Yorum Yapın